Salata bol olmalı, bol yeşillikli, bol ekşili, malzemeden kaçmadan yapılmalı. Belkide Adana'da büyüdüğüm için bunların sıkıntısını yaşamadan, böyle alışmış olmanın verdiği bir rahatlık.Yemeğe gittiğimizde bu yer özellikle kebapçı ise masa önden salata ve yeşillikler ile donatılır.Ülkemizde kuzeye doğru çıktıkça mevsimsel şartlar gereği malzeme darlığından bunun eksikliğini hissedip hayıflanırım içimden. Ve o güzelim kebabın yanında gelen pilav beni çok üzer. Ama şimdi bahar yeşillik çoğaldı, pazarlar coştu. Çanakkaleninde merkezinde gezerken yorulacağınız kocaman bir semt pazarı var. Hem kapalı alan, hem de geniş. Cumaları sebze meyvenın yanısıra konfeksiyon ve züccaciye vb pek çok ürün mevcut.
Salatadan nereye geldim. Eşim ara ara brüksel lahanası ister, haşalnıp yendiğinde ıssırdığımda ağzıma gelen yavan su tadını pek sevmem, bu yüzden yaparken biraz nazlanırım. Geçen gün internette tarif ararken birden aklıma geldi ve dolaptan lahanayı çıkarıp işe koyuldum. İnternetteki tarif lahanaların haşlanarak soğan ve siyah zeytin karıştırılıp soslanması şeklinde idi. Ancak ben mutfağa ulaşana kadar :
- yarım kilo brüksel lahanası
- 1 küçük kuru soğan
- 1 bardak tavuk suyu
- 4-5 adet kurutulmuş domates (sıcak suya ıslatılmış )
- 10 -15 tane çekirdeği ayıklanmış siyah zeytin
- küp doğranmış kızartmalık peynir veya hellim ( cuma pazarında peynirciler kızartmalık olarak satıyorlar )
- zeytinyağ, limon ve elma sirkesi
.jpg)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder