1 Ekim 2010 Cuma

venedik

venedik adası anakaraya uzun bir köprü ile bağlanmış. araba ve tren ulaşımı sağlamış. limanına yanaşan gemiden inip hemen gezmeye başlayabiliyorsunuz.ilk göze çarpan etraftaki şıklık ve kalabalık. köprüden geçer geçmez sağdaki ilk otoparka girmek için sabırla sıramızın gelmesini bekledik. ardarda bir çok otoparka mevcutmuş, biz onu seçtik ve 10. katta,son katta ancak yer bulabildik, günlüğü 30 euro. otoparktan hemen karşıya geçince ilk limandan arkadaşımızın önerisi ile çocuklar ile bir çok merdiven inip çıkmayalım diye, vaporetto bileti alıp yine sıramızı beklemeye başladık. çocuk arabaları ilede olsa binmek kolay vaporettoya. biz de iki tane olunca başta endişelendik ancak yersiz çıktı. son durak San Marco da inip kocaman meydanı gezmeye başladık. bu kadar çok turisti ne Brüksel de ne de İstanbulda gördüm. muhakkak daha kalabalık yerler gören vardır. aşağıdaki ilk bölüm fotoğraflar meydandan. yapılar albildiğine ihtişamlı ve büyük. daracık sokaklardan ne çıkacağı belli olmadan ilerleyip merdivene rastlayınca geri döndük. o halde bile 3 saatimiz meydanda ve çevresinde geçmesine rağmen yine yetmedi. meydandaki cafe-restoranlarda oturmak ve keyif yapma ücretli. ancak restoranların kurduğu platformlarda müzik ziyafeti ayaktada olsa bedava. müzik o kadar güzel ki ayrılasımız gelmedi. uzun kuyruğa aldırmayıp meydandaki balkona çıkabilir alt foto daki at heykellerine dokunabilirisiniz.
hediyelik eşyalar harika. cam işlemeceliği meşhur Murano adasına gemiler ile San Marcodan geçebiliyor. ordakileri göremedik ancak küçük maketlerin aşağıdaki maketleri bile oranın ne kadar muhteşem olduğunun kanıtı. maskeler diyarı venedikte işlemeler Sawarowski taşlardan. ünlü kazanova ve geçmiş zamanın ihtişamlı kostümleri göz kamaştırıcı. en büyük maske mağazasını görülmeye değerdi doğrusu.


dönüşte daha az bekleyerek vaporettoya binip Rialto da indik. Grand da canal ve Rialto köprüsünün ayakları altında. köprü boyunca hediyelik eşyacılar sıra sıra dizilmiş. köprünün ikşi ayağında bulunan dükkanlar ve seyyar satıcıların fiyatları daha makul. enerji toplamak için ise sunulan meyve bardakları birebir.



Rialto durağında yorulup aşağıdaki meydanda ev yapımı makarna yemenin bedeli 15 euro. tabiki parmesan ve taze ekmek eşliğinde. kanal boyu bir sürü gondol ara sokaklara girip çıkıyor, biz ise dar sokaklarda neler keşfettiklerini merak ederek, gondol keyfimizi bir sonraki gezimize erteleyerek aynı rotada gemiye binip merkeze döndük.


3 yorum:

  1. Arkadaşım, sana imreniyorum. 2 çocukla bu yolculuğa çıkıp birde ihmal etmeyip bloğunu yazıyorsun. Süpersin, iyi ki varsın. Bir daha ki sefere bende gelmek istiyorum :) Lüttfeennnnn

    YanıtlaSil
  2. Venedigi daha once ziyaret etmistim, lakin bu sefer bende daha baska bir tad birakti.

    YanıtlaSil
  3. Gezerkenki mutluluğun yazılarına yansımış ve ben de okurken sizin adınıza çok sevindim. Bu arada Murano ile ilgili hiç dert etme diye diyorum, biz gitmiştik ve bence görecek ilginç bir şey yoktu. Camlar bile Venedik'te daha çok çeşitli idi. Oranın adı var yani. Güzel yazılarına devam :)

    YanıtlaSil