24 Şubat 2011 Perşembe

Anatoli Köyü / St John the Forerunner Manastırı


















Geçen hafta sonu Thessaly bölgesinde ve Larissaya bir saat uzaklıkta olan Anatoli köyüne doğru küçük bir minibüs ile hareket ettik. hava yağışlı olmasına rağmen çocuklar ile gitmeye karar vermiştik. zira minik kelebek haftasonunu iple çekiyordu.












Anatoli* köyünün içinden geçerek virajlı yolları tırmanıp,4 km uzaklıkta olan St John Manastırına (Anatoli Manastırı ) ulaştık. 1100 metre rakımda sislerin arasında, hafif çiseleyen yağmurda yürüyerek çam ağaçlarının arasına gizlenmiş manastıra ulaştık. eskinin yapının yanısıra 1980 de inşa edilen yeni bir manastırın kapısında bizi rahibeler karşılayıp içeri davet ettiler. Eski manastırın bir bölümü 1100 lerde yapılmaya başlanmış, 1600 lerde tamamlanmış.Bugün manastırda çeşitli ülkelerden olan 12 rahibe yaşamakta.


Rahibelerin çiftçilikte hayvancılıktan yapı ustalığına ellerinden bir çok iş gelmekteymiş. inek, keçi, koyun, tavşan besleyip etlerini satıp, sütlerinden yoğurt ve peynir yapıyorlar. organik tohumları toplayıp meyve ve sebze üretimi yapıyorlar. bunların yanısıra çay, baharat, sabun,reçel, bal, zeytinyağ, makarna ve tarhana yapıp satıyorlar. tespih, ikon, mozaik vb dini ürünleri de kendi atölyelerinde yapıyorlar. bu kadar ayrıntılı yazmamın nedeni üretkenlikleri dikkatimi çekti. sabah beşte kalkıp dua ile başlayan günlerine yedide kahvaltı, 12 de tekrar dua ile devam edip , sonra 1-2 saat kendilerine ayırdıkları zaman varmış, manastır gündelik işleri, sonra tekar akşam duası tamamlanacak işler ve gün sonu. çalışkanlıkları takdire değer. bir de hoş sohbet ve güler yüzlülüklerini eklemeliyim.
Kim olursak olalım ne yaparsak yapalım dönüşümüz yaradana.

* Anatoli adı bize Anadoluyu çağrıştırdığı için rahibelere sorduk. yunanca doğu anlamına geldiğini ve köyün Thesally bölgesinin doğu ucunda olduğu için güneşin buradan doğmaya başlaması nedeni ile bu isim verildiğini söylediler. Anadolu içinde bazı kaynaklarda küçük asya veya güneşin doğduğu yer anlamına gelen Anatoli kullanıldığı görülüyor.

1 yorum:

  1. Bence Manastirin en ilginc yani, dunyayi yakindan takip eden ve bir kac dili rahatlikla konusabilen rahibeleriydi. Bizim Turkiye'den geldigimizi ogrendiklerinde, biraz cekinik baslayan sohbetleri 5-10 dk icinde cok sicak bir havaya burundu. Beraber yasamanin zorluklari konusun da kisa bir egitim aldik.

    YanıtlaSil