yüzük çorbasını çoook severim. küçükken annem evde yapacağı zaman bütün kardeşler yardım ederdik.ancak bir tanemiz 100 taneyi tamamlayıp sokağa çıkmak için can atardı:) hamur işine hep merakım olmuştur. ancak tek başına yapımına pek yanaşamıyorum çocuklar ile. ablamda burda olunca ne canımız çekti ise yaptı sağolsun. hem kuzucuklarıma baktı hem bizi doyurdu. burada kaldığı sürece ne çamaşır astım ne ütü yaptım. babamızın yokluğunda bizi yalnız bırakmadı gurbet elde, koşup geldi sağolsun ve iki kardeş epeydir yalnız kalmamıştık iyide oldu. becerikli ve sabırlı ablam benim.
yüzük çorbası dökelim diye konuştuğumuzda Adanadaki komşumuz Hatice ablanın bahsettiği bu halini anlattı ,onların köyünde düğün ve önemli günlerde yapılırmış, yeni duyduğum bir tarif olduğu için ilgimi çekti hamarat ablam işe koyuldu hemen. yaklaşık 1,5 cm karelik kesip dört ucunu birleştirdiğimiz halinden büyük ve farklı kapatılıyor. bana göre bir tanesi bir lokmalık, büyüklüğünü böyle tarif edebilirim.
yazını bu kısmını yanlışlık ile sildiğim için bir daha yazmak zorunda kaldım. blogger kullanım özürlüsüyüm yani. ama çocuklar uyumuşken balkonda yaz keyfi yaparak yazıyorum şimdi,saat gece onbir olmasına rağmen bazı mutfaklardan yemek sesleri geliyor halen. siesta yapan memleketlerin alışkanlığıda geç saatte yemek işte. gelelim hamur malzemelerine, un-su ve tuz ile hafif sert bir hamur yoğuruluyor.değişik bir şey yok bunda. iç harcı için kıyma - soğan- karabiber ve tuz harmanlanıyor. hamur ince açılıp yaklaşık 2,5 cm lik kareler halinde kesiliyor. ortasına kıymalı harçtan nohut kadar konup köşeler üçgen şekilde ortaya doğru kapatılıyor, ağzı açık kalacak fotoğraftaki gibi. daha sonra çiçek gibi köşeler yana doğru hafifçe sarılıyor. bir daha yaparız diyip fotoğraf çekmeye üşengeçlik ettim umarım anlaşılır yazı ve görüntüden. hazırlanan malzeme kızdırılmış sıvı yağda hafif kızartılıyor.hemen aşırdım bir kaç tanesini pek lezzetli idi. ablam görmeyecek olsa hepsini yerdim oracıkta. çorbası için tencerede tereyağ ve zeytinyağ kızdırılıp biber salçasıni hafifçe kavurduk, biraz daha yoğun olmasını istediğim zaman küçük bir domatesde rendeliyorum içine. su - tuz karabiber ilave edip yaklaşık 15 dakika kıvam alana kadar kaynattık. normal yüzük çorbasına koyduğumuzdan daha az su koyduk. haşlanmış nohut ve yüzük çorbalarını kaynayan suya ekledik. zaten kızarmış olduğu için çabucak pişti. tabağa çorbadan koyup tam ortasına çırpılmış süzme yoğurt koyup afiyet ile yedik.
Adanada yüzük çorbasını pişirip,çorbanın içine yerken biraz yoğurt ilave ederseniz onada TATAR deniyor, ben çevremden öyle gördüm duydum. bu hali ile kızartma tadı gelmiyor, sonradan kaynadığı için kızartmanın ağırlığı yok, hamurlaşıp koyu kıvam almıyor, ertesi gün bile misafirlere servis edilebilir. ben beğendim, yapanın eline sağlık, tarifi veren Hatice ablaya da selamlar gönderiyorum buradan.
bu tarifi seyahate çıktığımız için yayınlayamamıştım, bu yüzden eski tarihli yayınlıyorum, yunan adaları seyahatimizi tarihlerine uygun olarak yazmak istiyorum. umarım kısa zamanda yayınlamayı bitiririm zira kuzu kızım tailden gelir gelmez ateş ve boğaz enfeksiyonuna yakalandı halen atlatamadık.
Adanalı olarak yüksük çorbasına bayılırım..
YanıtlaSilTebrikler:)
Uğur
Çocukluğumun çorbasını yapmışsın Ebru, çok severim ama inan yıllar oldu yemedim :(
YanıtlaSilSıcak yollamaya gelince geldi sizden sıcaklar, zaten bizim kendimize yeter nemimiz vardı oldular sıcak bombası :)))
Şu yazın kullanılan şeker hamurunu çok merak ettim. TR de varsa bende alayım..detay öğrenirsen bana iletir misin?